Mal rejimi sözleşmesi nerede ve nasıl yapılır?
Mal rejimi sözleşmelerinin Noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılması gerekir. Uygulamada mal rejimi sözleşmeleri, avukatlar aracılığı ile hazırlanıp; taraflarca notere onaylattırılır.
Mal rejimi sözleşmesi yoksa ne olur?
Eşler evlenmeden önce mal rejimi sözleşmesi yapmamışlar; evlenme sırasında da bu konuda beyanda bulunmamışlarsa, eşler arasında kanuni mal rejimi yani edinilmiş mallara katılım rejimi geçerli olur.
01 Ocak 2002 tarihinden önce evlenenler hangi mal rejimine tabidir?
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, 01 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
BU TARİHTEN ÖNCE EVLENENLER, KANUNİ OLARAK 01 OCAK 2002 TARİHİNE KADAR MAL AYRILIĞI REJİMİNE TABİDİR. 01 OCAK 2002 TARİHİNDEN SONRA İSE EDİNİLMİŞ MALLARA KATILIM REJİMİNE TABİDİR.
Ancak, taraflar 1 Ocak 2003 tarihine kadar notere başvurup yeni mal rejiminin evliliklerinin başlangıcından itibaren uygulanmasını kabul etmişlerse evliliğin başından itibaren edinilmiş mallara katılma rejimine tâbi olurlar.
Edinilmiş mallara katılma rejimi yani kanuni mal rejimi nedir?
Emek karşılığı edinilen mallarda eşlerin ortak hakkının olduğu mal rejimidir. Bu mal rejiminde kişisel ve edinilmiş mallar tamamen birbirinden ayrılmıştır. Bir eş, diğer eşin kişisel malları üzerinde hak sahibi değildir. Eşlerin, birbirlerinin sadece edinilen malları üzerinde hakları vardır. Eşler arasında kanunen geçerli mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir.
HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDİR?
Eşlerden birinin kendisiyle birlikte yaşamayı çekilmez hale getirecek şekilde onursuzca bir yasam sürmesi halinde diğer eş her zaman boşanma davası açabilir. Örneğin eşlerden birinin genelevde çalışması, genelev işletmesi ve bunlar gibi davranışları haysiyetsiz hayat sürdüğünü gösterir.
TERK NEDİR?
Eşlerden birinin, evliliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğer eşi terk etmesi ve haklı bir neden olmaksızın en az 6 ay geri dönmemesi halinde, terk edilen eş bu gerekçeye dayanarak boşanma davası açabilir. Ancak; davacı eş, terk tarihinden itibaren en az 4 ay geçtikten sonra mahkemeye başvurabilir. Mahkemeden, terk eden eşe 2 ay içinde geri dönmesi için bir ihtarda bulunulmasını isteyebilir. Terkten itibaren 4 ay geçmedikçe, terk eden eşe ihtar talebinde bulunulamaz. İhtardan itibaren de en az 2 ay geçmeden boşanma davası açılamaz. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
TERK NEDENİYLE ERTESİ GÜN DAVA AÇILABİLİR Mİ?
Hemen ertesi gün dava açamaz. Terk tarihinden itibaren en az 4 ay sonra mahkemeden eve dönmesi için ihtar talep etmeli 2 ay daha beklemeli; terk nedeniyle davasını daha sonra açmalıdır.
BOŞANINCA KIZIN VELAYETİ BABAYA, ERKEĞİN ANNEYE Mİ VERİLİR?
Kanunda böyle bir düzenleme yoktur. Velayet düzenlenirken çocuğun yararı, her şeyin üstünde tutulur. Velayet konusunda çocuğun yaşı çok önemlidir. Yaşı küçük ise genellikle çocuk anneye verilir. Çünkü; çocuğun anne bakımına ihtiyacı vardır. Ama, annenin çocuğa bakamayacağı veya haysiyetsiz hayat sürdüğü kanıtlanırsa velayet babaya da verilebilir.
Çocuğun Yararı:
1. Yaşına,
2. Cinsiyetine,
3. Alıştığı çevreye,
4. Boşanma sonrasında çocuğun aile ortamında yasayabilme olanağına,
5. Çocuğun isteğine,
6. Anne ve babanın çocuğa bakma olanaklarına göre belirlenir.
NAFAKA ÖDEMEYEN EŞ ÇOCUKLA GÖRÜŞMESİ ENGELLENEBİLİR Mİ?
Kişisel ilişki kurulması, nafakasının ödenip ödenmemesine bağlı değildir. Bu kanuni bir haktır. Eş, nafakayı ödeyemese de çocukla görüşebilir.
MADDİ VEYA MANEVİ TAZMİNAT DAVASINI SADECE KADIN MI AÇABİLİR?
Hayır. Boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaati zarara uğrayan az kusurlu kadın yada erkek maddi tazminat davası açabilir. Bu nedenle kusursuz veya az kusurlu erkek de boşanma nedeniyle maddi tazminat isteyebilir. Bir örnek vereyim. Bir erkek biriktirdiği tüm parasını eşine vermiş. Eşi de bu parayı kendi babasına ödemiş ve babası parayı geri vermemiş. Bu çiftin boşanmasında erkeğin maddi bir zararı olacaktır. Bu nedenle erkek eşinden bu para kadar maddi tazminat isteyebilir.
Yine boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle kişilik hakları zarara uğrayan az kusurlu taraf manevi tazminat isteyebilir. Eşi tarafından aldatılan bir erkeğin durumunu buna örnek verebiliriz.
Tüketici Hakem Heyetine Başvurunuzu nasıl yapacaksınız?
Şikayet konusunu içeren dilekçe ve ekinde konuya ait belgelerle (fatura, satış fişi, garanti belgesi, sözleşme vb.) bizzat veya posta yolu ile başvurabilirsiniz.
Yazılı dilekçenizde,
Satın aldığınız mal veya hizmetin ne olduğunu veya özelliklerini,
Malın ne zaman teslim edildiğini veya hizmetin ne zaman ve nerede verildiğini,
Ne kadar para ödediğinizi,
Sorunun ne olduğunu,
Satıcıya durumu ilettiğinizde neler olduğunu,
Ne yapılmasını istediğinizi anlatın.
Ayıplı mal yada hizmet satıldığında tüketicinin hakları nelerdir?
Tüketici, aldığı malı vererek ödediği parayı geri alabilir. Aldığı ayıplı malı vererek yenisiyle değiştirilmesini isteyebilir. Maldaki ayıbın giderilmesini, yani tamirini isteyebilir. Ayıp oranında, ödediği ücretten indirim isteyebilir. Tüketici bu haklardan hangisini isterse onu seçebilir. Satıcılar tüketicinin isteği hangisi olursa olsun yerine getirmek zorundadırlar.
Tüketicinin ayıplı mal nedeniyle haklarını kullanmada süre var mıdır?
Tüketici, malın tesliminden itibaren 30 gün içine aldığı malı kontrol etmelidir ve ayıp varsa satıcıya bildirmelidir. Eğer ayıp gizli ise ve birkaç ay sonra ortaya çıkmışsa, en geç 2 yıl içinde aynı hakları kullanabilir.
Bu hakları kime karşı ileri sürülebilir?
Satıcı, bayi, acente, imalatçı, ithalatçı, üreticilerden herhangi birisine karşı bu hak kullanılabilir.
BU HAKLARI YERİNE GETİRMEZLERSE TÜKETİCİ NE YAPMALIDIR?
Satın aldığınız herhangi bir mal veya hizmetin ayıplı (kusurlu) olduğunu fark ettiğinizde öncelikle o mal veya hizmeti aldığınız satıcıyla görüşmeniz gerekir. Sorunu çözemiyor ve karşı taraf yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa, üst makamdaki yetkili ile görüşmenizde yarar vardır.
Bu tür görüşmelerde yasal haklarınızı (malın iadesi, malın yenisi ile değiştirilmesi, malın tamiri, malın özürü kadar değerinden indirilmesi) bildiğinizi ve seçimlik haklarınızdan hangisini tercih ettiğinizi mutlaka belirtmelisiniz.
Her şeye rağmen, sonuç alamadıysanız, ikamet ettiğiniz yada malı satın aldığınız yerde bulunan;
*Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine,
*Tüketici Mahkemelerine, başvurmalısınız.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİYLE İLGİLİ SINIRLAR NELERDİR?
Tüketici hakem heyetine zorunlu başvuru sınırı 01.01.2012’dan başlayarak 1.161,67 TL,
Büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren il hakem heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin alt parasal sınır 01.01.2012’dan başlayarak 3.032,65 TL’dir.
Hakem Heyetleri illerde Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü, ilçelerde ise Kaymakamlık binalarındadır. Tüketici Mahkemeleri ise her il ve ilçenin Adliye binalarında bulunmaktadır.
BAŞVURULARDAN NE KADAR ÜCRET ALINIR?
Hakem heyetlerine yapılan başvurulardan herhangi bir ücret alınmaz.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETİNDE GÖRÜŞÜLME SÜRESİ NEDİR?
Hakem Heyetlerine yapılan başvurular, başvuru tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde karara bağlanır. Kararlar, alındığı tarihten itibaren 5 gün içinde taraflara yazılı olarak bildirilir.
Mal rejimi sözleşmelerinin Noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılması gerekir. Uygulamada mal rejimi sözleşmeleri, avukatlar aracılığı ile hazırlanıp; taraflarca notere onaylattırılır.
Mal rejimi sözleşmesi yoksa ne olur?
Eşler evlenmeden önce mal rejimi sözleşmesi yapmamışlar; evlenme sırasında da bu konuda beyanda bulunmamışlarsa, eşler arasında kanuni mal rejimi yani edinilmiş mallara katılım rejimi geçerli olur.
01 Ocak 2002 tarihinden önce evlenenler hangi mal rejimine tabidir?
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, 01 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
BU TARİHTEN ÖNCE EVLENENLER, KANUNİ OLARAK 01 OCAK 2002 TARİHİNE KADAR MAL AYRILIĞI REJİMİNE TABİDİR. 01 OCAK 2002 TARİHİNDEN SONRA İSE EDİNİLMİŞ MALLARA KATILIM REJİMİNE TABİDİR.
Ancak, taraflar 1 Ocak 2003 tarihine kadar notere başvurup yeni mal rejiminin evliliklerinin başlangıcından itibaren uygulanmasını kabul etmişlerse evliliğin başından itibaren edinilmiş mallara katılma rejimine tâbi olurlar.
Edinilmiş mallara katılma rejimi yani kanuni mal rejimi nedir?
Emek karşılığı edinilen mallarda eşlerin ortak hakkının olduğu mal rejimidir. Bu mal rejiminde kişisel ve edinilmiş mallar tamamen birbirinden ayrılmıştır. Bir eş, diğer eşin kişisel malları üzerinde hak sahibi değildir. Eşlerin, birbirlerinin sadece edinilen malları üzerinde hakları vardır. Eşler arasında kanunen geçerli mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir.
HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDİR?
Eşlerden birinin kendisiyle birlikte yaşamayı çekilmez hale getirecek şekilde onursuzca bir yasam sürmesi halinde diğer eş her zaman boşanma davası açabilir. Örneğin eşlerden birinin genelevde çalışması, genelev işletmesi ve bunlar gibi davranışları haysiyetsiz hayat sürdüğünü gösterir.
TERK NEDİR?
Eşlerden birinin, evliliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğer eşi terk etmesi ve haklı bir neden olmaksızın en az 6 ay geri dönmemesi halinde, terk edilen eş bu gerekçeye dayanarak boşanma davası açabilir. Ancak; davacı eş, terk tarihinden itibaren en az 4 ay geçtikten sonra mahkemeye başvurabilir. Mahkemeden, terk eden eşe 2 ay içinde geri dönmesi için bir ihtarda bulunulmasını isteyebilir. Terkten itibaren 4 ay geçmedikçe, terk eden eşe ihtar talebinde bulunulamaz. İhtardan itibaren de en az 2 ay geçmeden boşanma davası açılamaz. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
TERK NEDENİYLE ERTESİ GÜN DAVA AÇILABİLİR Mİ?
Hemen ertesi gün dava açamaz. Terk tarihinden itibaren en az 4 ay sonra mahkemeden eve dönmesi için ihtar talep etmeli 2 ay daha beklemeli; terk nedeniyle davasını daha sonra açmalıdır.
BOŞANINCA KIZIN VELAYETİ BABAYA, ERKEĞİN ANNEYE Mİ VERİLİR?
Kanunda böyle bir düzenleme yoktur. Velayet düzenlenirken çocuğun yararı, her şeyin üstünde tutulur. Velayet konusunda çocuğun yaşı çok önemlidir. Yaşı küçük ise genellikle çocuk anneye verilir. Çünkü; çocuğun anne bakımına ihtiyacı vardır. Ama, annenin çocuğa bakamayacağı veya haysiyetsiz hayat sürdüğü kanıtlanırsa velayet babaya da verilebilir.
Çocuğun Yararı:
1. Yaşına,
2. Cinsiyetine,
3. Alıştığı çevreye,
4. Boşanma sonrasında çocuğun aile ortamında yasayabilme olanağına,
5. Çocuğun isteğine,
6. Anne ve babanın çocuğa bakma olanaklarına göre belirlenir.
NAFAKA ÖDEMEYEN EŞ ÇOCUKLA GÖRÜŞMESİ ENGELLENEBİLİR Mİ?
Kişisel ilişki kurulması, nafakasının ödenip ödenmemesine bağlı değildir. Bu kanuni bir haktır. Eş, nafakayı ödeyemese de çocukla görüşebilir.
MADDİ VEYA MANEVİ TAZMİNAT DAVASINI SADECE KADIN MI AÇABİLİR?
Hayır. Boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaati zarara uğrayan az kusurlu kadın yada erkek maddi tazminat davası açabilir. Bu nedenle kusursuz veya az kusurlu erkek de boşanma nedeniyle maddi tazminat isteyebilir. Bir örnek vereyim. Bir erkek biriktirdiği tüm parasını eşine vermiş. Eşi de bu parayı kendi babasına ödemiş ve babası parayı geri vermemiş. Bu çiftin boşanmasında erkeğin maddi bir zararı olacaktır. Bu nedenle erkek eşinden bu para kadar maddi tazminat isteyebilir.
Yine boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle kişilik hakları zarara uğrayan az kusurlu taraf manevi tazminat isteyebilir. Eşi tarafından aldatılan bir erkeğin durumunu buna örnek verebiliriz.
Tüketici Hakem Heyetine Başvurunuzu nasıl yapacaksınız?
Şikayet konusunu içeren dilekçe ve ekinde konuya ait belgelerle (fatura, satış fişi, garanti belgesi, sözleşme vb.) bizzat veya posta yolu ile başvurabilirsiniz.
Yazılı dilekçenizde,
Satın aldığınız mal veya hizmetin ne olduğunu veya özelliklerini,
Malın ne zaman teslim edildiğini veya hizmetin ne zaman ve nerede verildiğini,
Ne kadar para ödediğinizi,
Sorunun ne olduğunu,
Satıcıya durumu ilettiğinizde neler olduğunu,
Ne yapılmasını istediğinizi anlatın.
Ayıplı mal yada hizmet satıldığında tüketicinin hakları nelerdir?
Tüketici, aldığı malı vererek ödediği parayı geri alabilir. Aldığı ayıplı malı vererek yenisiyle değiştirilmesini isteyebilir. Maldaki ayıbın giderilmesini, yani tamirini isteyebilir. Ayıp oranında, ödediği ücretten indirim isteyebilir. Tüketici bu haklardan hangisini isterse onu seçebilir. Satıcılar tüketicinin isteği hangisi olursa olsun yerine getirmek zorundadırlar.
Tüketicinin ayıplı mal nedeniyle haklarını kullanmada süre var mıdır?
Tüketici, malın tesliminden itibaren 30 gün içine aldığı malı kontrol etmelidir ve ayıp varsa satıcıya bildirmelidir. Eğer ayıp gizli ise ve birkaç ay sonra ortaya çıkmışsa, en geç 2 yıl içinde aynı hakları kullanabilir.
Bu hakları kime karşı ileri sürülebilir?
Satıcı, bayi, acente, imalatçı, ithalatçı, üreticilerden herhangi birisine karşı bu hak kullanılabilir.
BU HAKLARI YERİNE GETİRMEZLERSE TÜKETİCİ NE YAPMALIDIR?
Satın aldığınız herhangi bir mal veya hizmetin ayıplı (kusurlu) olduğunu fark ettiğinizde öncelikle o mal veya hizmeti aldığınız satıcıyla görüşmeniz gerekir. Sorunu çözemiyor ve karşı taraf yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa, üst makamdaki yetkili ile görüşmenizde yarar vardır.
Bu tür görüşmelerde yasal haklarınızı (malın iadesi, malın yenisi ile değiştirilmesi, malın tamiri, malın özürü kadar değerinden indirilmesi) bildiğinizi ve seçimlik haklarınızdan hangisini tercih ettiğinizi mutlaka belirtmelisiniz.
Her şeye rağmen, sonuç alamadıysanız, ikamet ettiğiniz yada malı satın aldığınız yerde bulunan;
*Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine,
*Tüketici Mahkemelerine, başvurmalısınız.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİYLE İLGİLİ SINIRLAR NELERDİR?
Tüketici hakem heyetine zorunlu başvuru sınırı 01.01.2012’dan başlayarak 1.161,67 TL,
Büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren il hakem heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin alt parasal sınır 01.01.2012’dan başlayarak 3.032,65 TL’dir.
Hakem Heyetleri illerde Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü, ilçelerde ise Kaymakamlık binalarındadır. Tüketici Mahkemeleri ise her il ve ilçenin Adliye binalarında bulunmaktadır.
BAŞVURULARDAN NE KADAR ÜCRET ALINIR?
Hakem heyetlerine yapılan başvurulardan herhangi bir ücret alınmaz.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETİNDE GÖRÜŞÜLME SÜRESİ NEDİR?
Hakem Heyetlerine yapılan başvurular, başvuru tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde karara bağlanır. Kararlar, alındığı tarihten itibaren 5 gün içinde taraflara yazılı olarak bildirilir.